Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşadığımız şu zamanlar bizlere çok şeyler gösteriyor. Atatürk’e hakaret eden Safiye İnci örneğinde olduğu gibi. İnsanlar aslında kendi ağızlarından çıkarttıkları sözleri, ucunun nerelere dokunacağını tahmin edercesine yayınlıyorlar. Peki biz ne düşünüyoruz?
“Sosyal Medya’nın Ellerinden Öpmek Lazım”
Safiye İnci Atatürk‘e hakaret içeren bu videoyu paylaştıktan sonra, “yaa işte ben onu arkadaşıma göndermiştim. O benim haklarıma saygı duymadı, ben de onun haklarına saygı duymamak üzere böyle bir video hazırladım. Onun sosyal medyada yayınlayacağını bilemedim.” şeklinde açıklamaları var. (Yersen)
Öncelik olarak Sosyal Medya‘nın ellerinden öpmek gerekiyor. Şimdiye kadar bu örneklerin nicelerini o kadar fazla yaşadık ki. Ancak televizyonlarda duymadık, izlemedik ve görmedik. Bazı şeylerin sürekli üstü kapatıldı. Ancak artık sosyal medya sayesinde gündem o kadar hızlı yayılıyor ki, bir kaç saat içerisinde bu tür iğrenç insanların yüzü ortaya çıkmış oluyor. Sonrasında ise halk haklı olarak linç etmek istiyor.
İyi ki günümüzde sosyal medya var ve olmaya da devam eder diyorum.
Safiye İnci Kimdir?
20 yaşında olduğu öne sürülen, Erzurum’lu, İstanbul Pendik’te ikamet eden ve Anadolu İmam Hatip Lisesi’nden mezun olduğu bilinen bir kişi. Hani yukarıda sosyal medyanın gücünden bahsetmiştim ya, işte burada da “kontrolsüz güç” kavramı devreye giriyor.
Ayrıca Google’da ufak bir araştırma yaptığınızda bu kişi hakkında Ask.fm üzerinden geçen sene sorulan soruları ve verdiği cevapları da görebiliyorsunuz. Sanırım özet için, bu bile yeterli diye düşünüyorum.
Yani elinde gücü olan ve yönlendirebilen kişi ve kişiler sosyal medyadaki olayları çabucak değiştirip, binlerce ve milyonlarca insanı bu taraflarda “ortalığı karıştırmak için” yanlış yönlendiriyorlar. Göz altına alınan Safiye İnci Pendik adı altındaki bu kişi hakkında da henüz Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından alınmış net bir karar da bulunmuyor.
Safiye İnci Ne Demişti?
Anıtkabir’in önüne giderek çekmiş olduğu bu videoda Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret ederek “buraya geldiğim için pişmanlık duyuyorum. Keşke gelmeseydim. Atatürk’ü de zerre kadar sevmiyorum. Türkiye’yi de Atatürk kurtarmadı. Hani Tayyibi sevmeyen Atatürk’çüler varya, Tayyibin **** bile olamaz.” demişti. Ardından çok kısa süre içerisinde sosyal medya platformlarında yayılarak tepki büyüdü.
ben ne izledim az önce pic.twitter.com/nkPfE9WTj8
— takilmalik baby (@uygunsuzoyuncak) 20 Temmuz 2018
“Biri Fikir Özgürlüğü mü Dedi?”
Bu ülkede insanlar bazı konularda çok dertli kardeşim çoook. Bakın şöyle bir örnek ile konuyu bağlayacağım; Kadınlarımız korumasız durumda öldürülmeye devam ediyorlar ve hala caydırıcı cezalar tam anlamı ile yok. Hayvanlara yapılan bunca işkenceler, tecavüzler ve dahası yıllardır oluyordu ve olmaya devam ediyordu. Ancak artık televizyonlar ve sosyal medya platformları hit peşinde koştukları için bu durumları hemen yayınlayarak kendi paralarına bakıyorlar.
Bakmalılar mı? Tabii ki. Sonuçta bunları bir şekilde duyurarak insanların tepkisiz kalmamaları konusunda bilgiler veriliyor. Ancak bu ülke sınırları içerisinde kendini bilmez insan sayısı o kadar fazla ki. Çekip o insanları toplasanız, yıllarca kelime eğitimi yapsanız yine anlamayacak, anlayamayacaklar.
Neden?
Çünkü kafasının üstünde taşımış oldukları yerler boş. Bomboş. Safiye İnci gibi insanlar aramızda her gün olmaya da devam ediyor. Televizyonlar, internetler ve gazeteler dilleri döndüğünce aktarmaya çalışıyorlar. Fakat aktarılamayanlar? Sesi kesilenler? Konuşamayanlar? Ah ah..
Bastığın Yerleri Toprak Diyerek Geçme, Tanı!
Ne güzel demiş Mehmet Akif değil mi? “Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az” hesabı. Bu ülke sınırları içerisinde yaşıyoruz, çalışıyoruz ve ekmeğimizin peşinde koşuyoruz. Şu ülkede şu insanlar hala başkaları tarafından yönlendirilmeyi anlamadılar ve anlamamazlıktan gelmeye de devam ediyorlar.
İnternette bir haber yayınlanır, ögeyi denetle ile düzeltilip istediğin başlığı atarsın ve bunu Instagram’da paylaşırsın. Sonra senden gören milyon takipçili sayfalar da “bu haberin aslı var mı yok mu?” demeden her yerde her türlü haber istenildiği gibi yönlendirilir ve yorumlar gelir ardından yayılır. Şimdiye kadar hep böyle geldi, böyle gitti.
Bu tip insanlar başkaları tarafından yönlendirilerek, internette veya televizyonlarda ortalığı karıştırmak adına her türlü şeyi yapabilecek kapasiteye sahipler. Safiye İnci’nin ise sonradan çıkıp özür dilediği belirtilen o videolarda da detayları görüyorsunuz. Ancak eliyle yüzünü kapatan şahsın, Safiye İnci olup olmadığı da belli değil.
Bu ülke sınırları içerisinde yaşıyorsanız bizim değerlerimize sahip çıkacaksınız. Bizim değerlerimizle yaşamayı öğreneceksiniz. Kurtuluş Savaşı’ndan bugünlere kadar verdiğimiz mücadelelerde Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün izleri barınıyor ve barınmaya da devam edecek. Bunu hazmedemeyenler kendilerini bu şekilde ifşa etmeye de mahkum kalıyorlar. Gerekeni zaten Cumhuriyet Başsavcılığımız yapacaktır.
Ayrıca Pendik İstanbul’da yaşadığı belirtilen Safiye İnci, şuanda tüm sosyal medya hesaplarını da kapatmış durumda.
“Ne Dedin Sen Şimdi Yani?”
Teknoloji platformu adı altında bu tip yorumları pek görmezsiniz. Ancak ben kendimi teknoloji platformundan ziyade, insanlara faydalı olabileceğimi düşündüğüm her alanda oldum, olmaya da devam edeceğim. Safiye İnci olayında Atatürk‘e etmiş olduğu hakaretlerin elbet hesabı sorulacak. Fakat altında sadece bu mesajın olmadığını da göreceğiz. Şimdiye kadar bu tip durumlarda hep birileri tarafından yönlendirilmeler oldu.
Olayı unutmadan genellemek lazım. Bu tip insanlar hep var, olmaya da devam edecek. Mesele sevmesen bile saygı duymak. Bu ülkenin değişmezlerine ayak uydurmak. Uydurmadığın taktirde de alacağın her türlü cezaya razı olmaktır.
Klavyenin tuşlarını sert basmaktan yorulduğum şu satırları, Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği şu söz ile kapatmak istiyorum.
Güncelleme
Kendisi şuanda tutuklandığı gibi, Ankara Sincan adliye önünde elleri kelepçeli bir şekilde görüntülendi. Şimdiye kadar böyle ağır ithamların affı yaşanmadı, bu saatten sonra da yaşanmaması temennisi ile diyelim.