Türk Oyunu The Prison Game Ön İncelemesi

Türk yapımı The Prison Game çok yakında Steam üzerinden oyuncular ile buluşmaya hazırlanıyor. Biz de oyunu ilk çıktığında Steam üzerinden alıp incelemesini gerçekleştireceğimiz için bir ön inceleme yazısı hazırlamak istedik. Oyunun temel mantığında “hayatta kalma” teması işlendiği gibi, hapishaneden mahkum olarak belirli şehirlere gönderiliyorsunuz. Dilerseniz The Prison Game‘in detaylarına göz atalım.

Bu arada ufak bir not: yukarıdaki galeri sistemimizden oyunun içeriklerine ulaşabilirsiniz.

Kim Bu Prison Game’in Yapımcıları ?

The Prison Game‘in ön incelemesine başlamadan önce Türk yapımı oyunun yapımcılarını tanıtmak istedik. Osman ve Faik ismindeki iki yapımcı kendilerini ayıramadıkları zamandan dolayı biraz geç tanıtsalar da kim olduklarını biliyoruz. İki kişilik ekipten oluşan oyunun modelleme, animasyon ve mekan tasarımlarını gerçekleştiren kişi Osman Bey oluyor. İnşaat Mühendisliği bölümünü bitiren ve çeşitli web tasarım ve mobil uygulama projelerinde görev almış deneyimli birisi. Ufak da olsa yazdığı oyunları bulunurken, kendisini geliştirmeye devam ediyor.

Faik ise Elektronik Mühendisi olup, 17 yıldır profesyonel yazılım deneyimine sahip birisi. Asıl fikir Faik Bey’den çıktığı gibi, TÜBİTAK deneyimi de bulunuyor. Bu iki kafadarın toplamda 8 yıllık ortaklığı bulunuyor ve halen devam ediyor. Aynı zamanda akraba olduklarını söylemekte sakınca yok sanırım 🙂 Osman Bey ise oyunun sunucu tarafı ve arka planda yürütülen AI ve Intentory işlemlerini yürütüyor.

The Prison Game Nasıl Yapılıyor ?

Aslına bakarsanız bir Türk oyunu görmek gurur verici. Peki, “neden başka Türk oyunları olmasın ?” Düşüncesi ile hareket ederek ekip hangi yazılım ve geliştirme araçları kullandıklarını da açıklamış. Oyunun geliştirilmesinde Unreal Engine 4 kullanıldığı gibi, modelleme için Maya LT ve kaplamalar için gametextures.com web sitesinden faydalandıklarını belirttiler.

Gerekli detaylardan bahsettikten sonra oyuna yavaştan bir giriş yapalım:

Hayatta Kalmamız Lazım Abi!

Oyunun temel amacı yukarıda belirtmiş olduğum üzere “hayatta kalmak“. Zaten oyuna giriş yaptığınızda tahmin edeceğiniz üzere bir karakteri yöneteceğiz ve bu karakter ile karşımıza çıkan engelleri aşmamız gerekiyor. Steam içeriklerine baktığımızda oyun 273. gününü tamamlamış durumda. Yayınlanan videolarda çevre detayları, silahlar ve köpekler dikkat çekerken, bir kaç öneride bulunmak zorunda hissettik kendimizi.

Açıkçası yayınlanan videoları izledikten sonra heyecanımızın daha da arttığını söyleyebilirim. Oyun Türkçe ve İngilizce olarak iki dilde yayınlanacağı gibi, suç oranının çok büyük rakamlara ulaşması ile birlikte ölüm mahkumları etrafı yüksek ve aşılması imkansız duvarlar ile çevrilmiş mini şehirlere atılıyorlar.

Macera burada başlarken, bu şehirlere atılan mahkumlar hayatta kalmak için mücadele veriyor. Tabii ki burada sadece kendinizi geçindirmiyorsunuz. Karşınıza çıkacak olan tüm tehlikelerin üstesinden gelmeniz gerekiyor.

Bu tehlikeler arasında şehirlere atanan diğer mahkumlar da var tabii ki. Ayrıca oyunun Multiplayer olması ilerleyen zamanlarda işlerin daha da kızışarak güzel bir platformun oluşturulacağının işareti. Multiplayer demişken yanlış anlaşılmalara sebebiyet vermeyelim. Oyun aynı zamanda Singleplayer olarak da oynanabilecek.

Nerede Pala bıyıklılar ?

Oyun içerisinde videolarda gördüğümüz kadarı ile zenci bir kardeşimizi yönetiyor olacağız. Silahlar ve binaların detaylarına baktığımızda Türk konseptinden biraz uzak gördük açıkçası. Mesela yönetmiş olduğumuz karakter pala bıyıklı, hafif göbekli ve uzun boylu bir abi beklerdik.

Silah detayında ise bir döner bıçağı, levye, MPT-76 veya Bora-12 fena gitmezdi yani. Ancak ekip tavsiyeleri de yakından takip ettiği için Türk yapımı silahlara da yer vermiş, vermeye de devam ediyor.

Gelelim Grafiklere

Oyunun 266.gün videosunu izlediğimizde çevre detayları, karakterimizin hareketleri, gölgelendirme ve sesler açıkçası bizi daha çok heyecanlandırdı. İlk Türk yapımı hayatta kalma oyunu olarak tanıdığımız The Prison Game, grafikler anlamında ve silah seslerinde bizden geçer not aldı. Hiç şüphemiz yok ki, bundan sonraki versiyonların da geleceğini var sayarak bizleri daha iyi grafikler bekliyor olacak.

Karakterimizi yönetirken hoşumuza giden bir diğer özelliğin silahları ateşlerken namlusundan çıkan dumanı oldu. Belki bu konuda bize “psikopat mısın?” diyebilirsiniz. Ancak oyunları gerçekçi kılan biraz da bu ince ve küçük detaylar değil midir ?

Ayrıca bir diğer dikkatimizi çeken noktanın ise karakterimizin hiç konuşmuyor olması. Acaba oyun yayınlandığında aldığı darbeler, silah ile yaralanmalar veya atlayacağı yerlerden vereceği tepkiler olacak mı bu da kafamızdaki deli sorulardan bir tanesi. Steam üzerinden Quoso adlı Türk yapımcının yayınlamış olduğu 266.gün videosunu aşağıdan izleyebilirsiniz.

Ya Sesler ?

Tabii ki bu konuda kesin bir hüküm giydirmek şuan için zor. Ancak yayınlanan videoları izlediğimizde silahın atış sesi, atlamalar, zıplamalar ve suyun üzerinden geçerkenki su sesi oyunun basite indirgenmeyecek düzeyde olduğunu ispatlıyor. Bilirsiniz, şuan ki oyun dünyasında rekabet edebilmek için günümüz oyunlarının üzerlerine bir şeyler koymak gerekir ki oyuncular da oyunun farklılığını hissedip oynama ihtiyacı duysun.

Karakterlerin Özellikleri

Oyundaki ana karakterlerin kendine has bir geçmişleri bulunuyor. Oyunun temasında mahkumların işlediği suçlar çok ağır suçlar olduğu için idam cezasına çarptırılmış olarak bu şehirlere atanıyorlar. Her mahkumun geçmişlerinden gelen pozitif veya negatif etkileri de bulunuyor.

Bazı mahkumlar silah kullanmasını çok iyi bilirken, bazı mahkumlar da oyun içerisinde yer alan kilitleri çok hızlı açma yetenekleri ile biliniyor. Hırsız, kaçakçı veya bombacı misali diyebiliriz. Hatta oyundaki bazı mahkumlar profesyonel olarak az malzeme ile bomba üretimi sağlayabiliyorlar. Oyun içerisindeki senaryonun gayet yerinde ve inandırıcılık düzeyinin tatminkar seviyede olduğunu söyleyebilirim.

Oyun İçerisinde Bizleri Neler Bekliyor ?

Oyuna başladığımız andan itibaren sessizlik sizi ürkütebilir. Zira bu şehirde yanlız olmadığımız gibi, belli aralıklar ile olaylar başımıza gelecek burası kesin. Bu olaylar çerçevesinde dışarıdan hapishaneye bir şekilde giren paralı askerler olduğu gibi, bazıları da çeşitli tuzaklardan ibaret. Olaylar yaşanırken tabii ki bizim elimiz de armut toplamayacak. Mahkumlar çeşitli malzemeler ile silah, bıçak ve bomba gibi edavatlar elde edecek.

Olaylar şehirde başladığında birden bir anons kulaklarımızı tırtıklayacak ve olayların başladığına dair işaret verilecek. Eğer anons şiddetli ve iç acıtıcı bir anons ise tehlike derecesi büyük bir olay ile karşı karşıya kalacağız demektir.

Toplamda 4 Farklı Olayın İçindeyiz

Heyecan kaldığı yerden devam ederken, toplamda 4 farklı olay bizleri bekliyor olacak. Diyelim ki ilk olayın içerisindeyiz ve olayı tamamlamaya çaba gösteriyoruz. Bir olay tamamlanıncaya kadar, diğer olaya geçemiyoruz. Dilerseniz bu olaylar çerçevesine bir bakış atalım:

1-) Hastane Çılgınları

İlk olayın hastane çılgınları olduğunu düşündüğümüz bu yerde akıl hastanesi mahkumlar ile ve bir çok malzeme ile bir hastanenin bodrum katına bırakılıyoruz. Labirente benzeyen bu hastanede çeşitli malzemeleri toplayarak karşımıza çıkan ve bizi engelleyen tüm mahkumları öldürmemiz gerekiyor. Öldürmüş olduğumuz mahkumlardan da hayatta kalmamızı sağlayacak anahtar eşyalar düşecek.

Şöyle bir tüyo verelim: Hastanenin bodrum katı karanlık olduğu için tek başına girmek biraz cesaret gerektiriyor. Birden karşımıza çıkacak olan tehlikenin ritmi yüksek olabileceği gibi, bize direkt olarak Outlast sahnelerini anımsattı.

2-) Cellat Amcalar

İkinci olayın acı sireni duyurulduktan sonra ağır silaha sahip, sağlam teçhizatlı cellat amcalarımız şehre giriş yapıyor. Bu cellatlar farklı kapılardan girerek belirli özel alanlara giriyorlar. Yani olayı tamamlamak için her halukarda bu cellatlar ile karşı karşıya kalacağız, çaresi yok! Cellatları öldürmek için uzun bir süre uğraşmamız gerekebilir. Ancak öldürdükten sonra güzel bir ganimet bizleri bekliyor olacak.

3-) Çılgın Köpekler

Üçüncü olay da duyurulduktan sonra kudurmuş köpekler şehre delirmişcesine giriş yapıyor. Her bir köpek günlerce aç bırakıldığı gibi, kuduz aşıları da yok. Yani bu köpekler ile karşılaştığımızda bizi parçalamak için can atacaklar.

Eğer ki bu kuduz köpekler tarafından ısırılırsanız ve kendinizi iyileştirmezseniz yavaş yavaş ölüyorsunuz. Sonuçta kuduz olduk değil mi! Eğer ısırıldıktan sonra hemen iyileşeceğinizi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Oyun günü ile tam 2 gün geçmeden sağlığınıza kavuşamıyorsunuz. En çok merak ettiğimiz sahnelerden birisi de burası olacak hiç şüphesiz.

4-) Zehirli Gazlar

Dördüncü olayımız da duyurulduktan sonra sokaklara zehirli gazlar salınıyor. Bu durumda yapmanız gereken ilk şey yanınızda bir gaz maskesi bulundurmak. Eğer ki gaz maskesi bulunmuyorsa, sizi güzel bir ölüm bekliyor olacak. Olay gerçekleştirildikten sonra şehrin ortasındaki alana özel bir sandık gelecek. Bu sandıktan özel malzemeler bulunduğu gibi, yetişen oyuncular yırttı demektir!

Fakat şehirde yüksek seviyeli gazlar olduğu için, bu sandığı bulmak bize epey bir işkence gelebilir.

The Prison Game Ne Zaman Çıkacak ?

PCH Online olarak bizim de merakla beklediğimiz The Prison Game, şuanda Steam üzerinde “tasarım veya yapım aşamasındaki proje” olarak görünüyor. Oyunun Türk yapımcıları tarafından ilk çıkış tarihi 24 Haziran 2016 olarak belirlenmiş durumda.

Eğer bir aksilik olmazsa bu tarihte oyunu Steam üzerinden satın alınabilir olarak göreceğiz. Tabii ki oyun geliştirmeleri çok zahmetli işler olduğu için ilerleyen zamanlarda tarih ertelemeleri yaşanabilir. Geç olsun, güç olmasın dostlar!

Türk Oyun Severlerin Desteği Büyük

Açıkçası bu konuda herkesi tebrik etmek istiyoruz. Normalde Türk yapımı bu tür oyunları 2015’in başı ve günümüzde yavaş yavaş görmeye başladık. Oyun dünyasında bundan daha büyük bir gurur olabilir mi ? Gönül ister ki The Prison Game Steam üzerinde yayınlandığında çok kısa süre içerisinde tüm dünya tarafından duyulur. Özellikle Sosyal Medya‘dan oyunun aldığı tepkiler gerçekten bizleri de gururlandırdı. Bu konuda elimizden gelen desteği de yapacağımızdan emin olabilirsiniz. 

Hem The Prison Game için olsun, hem de diğer Türk yapımı oyunlar için olsun destekler gerçekten çok gurur verici. Sosyal medya ve Steam üzerinde yapılan yorumlar, eleştiriler ve oyun içerisinde olması istenen tavsiyeleri çok beğendik. Gerçekten bizi biz yapan bu bağın olduğuna canı gönülden inanıyoruz. Hatta oyun çıktığında bir yarışma düzenleyip 5 adet The Prison Game‘i takipçilerimize ücretsiz olarak vereceğiz, tabii ufak bir yarışma ile 🙂

Sonuç

Samimi duygularımız ile bir yazımızın sonuna daha geldik. Buraya kadar keyifle okumanızı temenni ederek yazdığımız gibi, The Prison Game oyunundaki detayları ve özellikleri anlatmaya çalıştık. Şahsi görüşüm oyunun beklenenden daha iyi olacağı ve çıktığı andan itibaren tatminkar düzeyde performans sağlayacağı yönündedir. Grafikler ve sistem gereksinimleri konusunda sıkıntı yaşayacağımızı da düşünmüyorum.

Oyunun Steam üzerindeki fiyatı henüz açıklanmadı ancak 29,99 TL veya 39,99 TL‘den satılacağını düşünüyorum. Açıkçası bir Türk oyunu olarak The Prison Game‘i desteklememiz gerektiğini düşünüyorum. Sonuçta bu oyun Steam gibi global bir pazarda yayınlanacak. Her şeyin başı olabilir veya hikayeler oyun için sizi tatmin etmeyebilir.

Belki de tam tersi olacak bunu yakında göreceğiz. Ancak %100 Türkçe olarak Türkiye’den çıkmış bir oyun global pazara girecek. Bu konuda sizlerin de destek olması gerektiğini düşünüyoruz. Umarız The Prison Game çıkış tarihinde Steam’da müthiş bir etki yaratır. Kendilerine başarılar diliyor, serinin devamını bekliyoruz.

Sağlıcakla Kalın..